KIZ KULESİ

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Kız Kulesi'nin tarihi M.Ö. 341 yılına kadar uzanır. Bu tarihte Komutan Chares'in eşi için, mermer sütunlar üzerine bir  anıt mezar yapılır. M.Ö. 410'da ise Sarayburnu'nundan  kulenin bulunduğu yere bir zincir gerilerek, boğazın giriş ve çıkışları kontrol edilir.  M.S. 1100'lere ilk belirgin yapı (kule), İmparator Manuel Comnenos tarafından savunma kulesi olarak inşa ettirilir. Yapı, “Küçük Kale" anlamına gelen Arcla adını alır. İstanbul'un fethinden sonra kule, savunma kalesi olmaktan çok bir gösteri platformu olarak kullanılır.  1509 depreminde zarar gören yapı, daha sonraki yıllarda yeniden inşa edilir ve ilave edilen fenerle de gemilere yol gösterme işlevi yüklenir. 1719 yılında fenerde çıkan yangınla harap olan  Kız Kulesi, 1725 yılında şehrin Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından onarılır. Kule kısmı biraz değiştirilerek üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine de kurşunla kaplı bir kubbe oturtturulur ve bina kagir olarak yeniden  yapılır. 1830 yılındaki kolera salgınında ise karantina hastanesine dönüşür. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde toplarla donatılarak tekrar savunma kalesi olur. Ünlü hattat Rakim'in yazısı ile kapısının üzerindeki mermere Sultan 2. Mahmut'un tuğrasını taşıyan kitabe yerleştirilir. 1857'de tekrar ilave edilen fener,  19207de otomatik sisteme kavuşur. 1959 yılında radar istasyonu olarak kullanılan Kız Kulesi 1982 yılında  Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne devredilir. 5 kat ve bir  asma kattan oluşan Kız Kulesi, günümüzde restoran ve kafeterya olarak İstanbullulara hizmet vermektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder